© 2024 Kurmaca Akademi | Tüm Hakkı Saklıdır. | Sitemizde bulunan içerikler kaynak belirtilmek suretiyle başka sitelerde yayınlanabilir.
Sayfa Tasarım ve Düzenleme: Korkut Tasarım Ofisi
Hakkımızda
Tekrar Merhaba
16 yıl önce eylül ayında temelleri atılan yapımız önündeki yıllara hazırlanıyor. Bugüne değin seminer, panel, söyleşi ve kurmaca çalışmalarını sürdürerek üniversiteler, dernekler, kütüphaneler gibi birçok kurum ve kuruluşla birlikte binlerce katılımcıyla oldukça verimli bir süreç yaşadık. Bu süreçte ortak çalışmalarımızın bir kısmını yayımlayarak yapıtlarımızı ölümsüz kıldık. Çok farklı konuk ve eğitmen yazarlarla birlikte oldukça renkli bir bütün oluşturduk. Yeni çalışma yöntemleriyle, başlıklarla çığır açıcı adımlar attık ve bunları sizinle paylaşmak istedik. Açıkçası bundan sonra da benzer ve daha büyük adımlar atmaya hazırlanıyoruz.
Sizlerle birlikte! Nice yıllara!
Kurmaca Çalışmalarının Önemi ve İşlevi Üzerine Bir Not
İkinci Dünya Savaşı, geride kalanlar için de ölümcül bir karanlıktı. Travmaları, kâbusları dönemi yaşayan her nesil için oldukça keskindi. Yakıcı ve yok edici. İşte bu sıkıntılarla baş etmeye çalışan dünya toplumları acıları bir kenara bırakmadan, onları çözümleme çabası içerisinde gelecekteki yaşamları planlama eğilimleri kaçınılmaz olarak karşılanmalı. Dolayısıyla dünlerini, günlerini ve geleceklerini tüm hüzünleri ve umutlarıyla birlikte estetize etme uğraşısı için sanatın çeşitli yollarına başvurmalıydılar. Her şeyi katlanılabilir kılmak için. Edebiyat da bu uğraşılardan birisiydi. Sadece onu okumak değil, onu yazmak ve yapmak da. Akademilerin yetersizliği ya da kapılarının kapalı olması nedeniyle, yetenekli hevesliler bir araya gelmeye başladılar. Küçük gruplar halinde. Özellikle Anglosakson coğrafyada başlayan küçük çalışmalar Orta ve Kuzey Avrupa’ya yayılmaya, yaygınlaşmaya yüz tuttu. Sonra diğer ülkelerde. Çeşitli edebiyat oyunları, teknik ve yöntemleri ya geliştirildi ya da henüz icat edilmiş olanlar uygulanmaya başladı atölye denilen bu çalışkan mekanlarda. Üretilen ilk yapıtlar usulca, o günlere kadar toplumdan soyutlanmış sanatın üst katmanlarında bulunanlarınkiyle birlikte rafları paylaşmaya koyuldu. O yıllar meditasyon olarak başlayan ya da bu şekilde bakılarak hor görülmüş yoğun oluşum, adını çok iyi bildiğimiz büyük yazarların bir kısmını keşfetme mecrasıydı bir bakıma. Bugün Savaş Sonrası Edebiyat diye anılan büyük yazınsal değişimi sahiplendi ve ona devasa bir katkıda bulundu. Neresinden bakarsak bakalım, edebiyatta yeni olana farklı anlamlar eklemeye devam ediyor. Ülkemizde ise bu oluşum belki de Doksanlar’dan sonra belirmeye başladı. 2000’lerin başında artık birkaç üniversitemizde öğrenciler arasında “yazı dersi” biçiminde anılan çalışmalar başladı. Öncesinde bir kahvehanede, bir çınarın altında gerçekleştirilen usta-çırak ilişkisinin eskimesiyle de ilgisi vardı tabii. Akademiden kafasını uzatıp dışarıda dolaşmaya başladığında kuşkusuz eleştirilerle de karşılaştı. Kurmaca çalışmalarının yetersiz ve yetkin olmayanlarla sürdürüldüğünde elbette bu eleştirilerin haklılık payı var kuşkusuz. Ancak, bu çalışmaların içerisinde teknik, yöntem, yordam, görgü, nihayetinde bilincin aktarılabildiği düşüncesine karşı durmak da pek akıllıca olmasa gerek. Açıkçası, bugünlerde son yirmi yılın birikimi olarak, bu atölyelerin katılımcıları edebiyatta yeni olana farklı anlamlar eklemeye başladı. Bir bakıma, hikaye farklı kanallardan yolunu bulsa da yoluna devam ediyor.